Okul döneminin öle anları vardır ki bu anlar çalışkan olsun
çalışmayan öğrenci olsun o süre kâbus gibidir bir bakıma. Ha tabi çalışkanlar
için belki kâbus görmek için uyku zamanı olur ama çalışmayan öğrenci için o
hafta uykusuzluğun kâğıt tomarlarıyla geçilecek bir haftadır. Eve vize, final
ve bütünleme haftalarından bahsediyorum.
Bu haftalar yaklaştıkça öğrencinin içinde bir kıpırdanmalar
olur. Vicdan azabı gibidir biraz. Sonra bu kıpırdanmalar yerini –istese de,
istemese de- yerini çalışma arzusuna bırakıyor. Tam bu arzu gelirken kendi
yanında birde tutuşma getiriyor ki fotokopicilerin en sevdiği zaman olsa gerek
ve arkadaşlıkların en iyi olduğu biletin birbirine güler yüzle kardeşim canım
cicim laflarının çok sık kullanıldığı süre. Evet ders notları toplama zamanı.
Bu süre zarfında ilk önce sınıf mevcudunun içinden not
isteye bileceği kişiler ayıklanır. Sonra kalan kısımdan derslere tam olarak
devam eden arkadaşlar da ayrıldıktan sonra pek lüzumlu olmayan yazısı güzel
olan bir arkadaştan not istenir ki bu böle elini kolunu sallayarak olmaz.
İlk önce bir yağlama
ballama kısmı olur ki adam kıvrandırır seni bence hakkıdır da. Sen derse gitme
habire goy goy adam derse gitsin o hocayı çeksin bide üstüne sana not versin.
Oldu canım öle biri varsa bana da versin dicem de bizim arkadaşların o
takıntısı yok (buradan benim derslere devam etmediğim anlam çıkabilir ama öle
birşey yok :)
). Öle böle notları aldıktan sonra doğru fotokopici İsmail abiye notları
çektirdikten birazda saydırdıktan sonra cüzdanın hafifliğinden gelen bir
hafiflik ve peşinden o notlara o kadar para verim tam göğsünüzün üstüne oturan
o okuzün ağırlığından baya saydırırsınız.
BUDA BİR GERÇEK TABİ |
Neyse notlar tamamlanmıştır artık. KOLAY GELE ....