31 Aralık 2013 Salı

Buda Benden '14


  Bakıyorumda yeni yıl mesajı vermek adet olmuş. Epostam bir sürü maille doldu. Bende burdan mesajımı ve cevabımı veriyorum. 2014 yılı sizlerede bol sağlık, şans, para ve mühendisler için kız getirsin.Maillere cevabende "Tamam söz veriyorum 2014 yılı boyunca sizin sitenizden, mağzanızdan alışveriş yapacağım."


  Eeee.. Madem yeni bir yıla giriyoruz geçtiğimiz yılıda bir değerlendirelim. Her sabah yeni bir gün doğarken bir günde eksiliyor biçilen ömrümüzden.Neler yapmışız geride bıraktığımız günlerde ileriye dönük planlarımız neler.Bunları gerçekten düşündüm vakit buldukça 2013 boyunca istediklerimi elde edebildim mi? Şimdi hepimiz istemediğimiz veya zor olan bir derse çalışırken hayallere dalmışızdır.İşte önünüzde 270 sayfalık malzeme bilgisi dersi varsa dalıp gitmemeniz için hiç bir engel yok.

  Genel olarak geride bırakmaya saatler kalan yılın bana bıraktığı bol bol borç, çok şükür sağlık, bir tutam saç ve verilmesi gereken biraz ders. Hakkımızda hayırlısı olsun.
Hala düşünüyorum istediklerimi, mantıklı mantıksız aklıma geleni ve gerçekten istediğimi yaptım. Ama şunu anladım hiç birinden pişman olmadım.Pişman olsaydım çoğundan pişman olmam gerekirdi ve çok pişman olan hiç pişman olmamıştır aslında.

  Her geçen dakikanın bile insana kattığı bağzı şeyler vardır ki koskoca bir sene 365 gün neler katmasın.2013 boyunca mühendis olmaya gayret ettik 2014 de de öyle olur muhtemelen. Hatta 2014, 2015, 2016, 2017 felan öyle devam eder. Ufukta meğzuniyet pek görülmüyor şu sıralar.
Neyse artık bitti ve gitti.Bir kaç tane 2013 enlerimi paylaşım sizler le :)
Çok Şükür seneye görüşürüz espirisi yapılmadı. Hadi bakalım mutlu yıllar. ESEN KALIN...









19 Kasım 2013 Salı

Benimle Olmaya Ne Dersiniz?

  Bu konu sadece bana mı mahsus bu konuda sıkıntı çeken başka öğrenci varmı bilmiyorum. Şu bi gerçek ki, bir iş ortaya çıkarmak, bir proje kurmak tek kişi için her zaman zordur, zor olmuştur. Üniversiteye başladığımdan beri sürekli bişeyler yapmak istiyorum ki bu gördüğüm herkes de var. ( mühendislik okuduğum için söylüyorum) Dışarıda mezun olmuş ama iş sıkıntısı çeken bir sürü mühendis varken mezun olduğunda farklılık gösterebilecek, onu diğerlerinden ayırabilecek bir özellik katmaya çalışıyor herkes. Böyle düşünmemin sebebi kişi kendinden bilir işi deyiminin vuku bulduğundandır. Çünkü bende öyle düşünüyorum. 


Bir proje yapmak veya bir ürün ortaya çıkarmak, sanıldığı kadar kolay değildir. Bir takım  veriler elinizin altında olması gerekmektedir. Kimi zaman bu verilere ulaşa bilsekte çoğu zaman ulaşmamız çok zor olmaktadır.
   Bir projenin veya ürünün ortaya çıkması için; tasarımcının, bir takım mühendislerin kafa kafaya vermesiyle, fikir alış verişi yapmasıyla ortaya çıkar.
 

   Vel hâsıl ı kelam lafı fazla uzatmakta istemiyorum. İnternet üzerinden farklı üniversitelerden, farklı illerden, farklı bölümlerden, arkadaşlarımızı çevrimiçi olarak hazırlamaya çalışacağımız projelere bekliyorum. Nasıl mı olacak? Çok basit. Hepimizin farklı maharetleri vardır. Kimimiz çok iyi araştırma yapar. Kimimiz çok iyi tasarımcıdır. Bu sebepten; Elektrikçi, elektronikçi, malzemecisi, metalurjisti, makinacısı, imalatçısı hepinizi bekliyorum.

  Detaylar için scansezer@gmail.com'a istediğinizi sorabilirsiniz.
Katılım içinse sadece "Sizinle olmaya varım" yazılı bir eposta atmanız yeterli olacaktır. Gerisini beraber ayarlarız.
 Sevgi ve saygılarımla ...


25 Ekim 2013 Cuma

Elveda Wi-fi Merhaba Li-fi!

 
Günümüzde hızla gelişen teknoloji, bir zamanlar bizleri hayran bırakan teknolojik gelişmelerin çok kısa sürede demode olmasına yol açıyor.

  Kablolara bağlı yaşadığımız bir hayata son veren Wi-fi teknolojisi çıkışı ile bizlere özgürlük kazandırırken günümüzde bu teknolojinin de alternatifleri aranmaya başlandı. Yavaş oldukları konusunda kullanıcılarına ve teknoloji üreticilerine alternatif yöntemler aratan Wi-fi, yapılan ar-ge sonucunda çok güçlü bir rakibe sahip oldu.

  Şangay Fudan Üniversitesi’nde yapılan çalışmalarda radyo dalgaları ile veri taşıyan Wi-fi’ye rakip olarak bildiğimiz ampuller ile dataların şuankinden 10 kat daha hızlı taşındığını kanıtlamış durumda.

  Wi-fi’ye elveda dedirtecek Li-fi teknolojisi büyük oranda şuan kullanılan sistemden çok daha iyi sonuç verirken, şimdilik tek bir dezavantajı bulunuyor o da; internetin sadece ampulün bulunduğu odada kullanılabilmesi.

  Başka bir deyişle şuan kullanıdğımız Wi-fi teknolojisinde birkaç oda uzakta da olsanız internete erişebilirken, Li-fi ile sadece ampul altında internet erişimi sağlanabiliyor.


  Başka bir deyişle şuan kullanıdğımız Wi-fi teknolojisinde birkaç oda uzakta da olsanız internete erişebilirken, Li-fi ile sadece ampul altında internet erişimi sağlanabiliyor.

  Konu ile ilgili çalışmalar sürerken yukarıda bahsettiğim problemin de en kısa sürede çözülüp sistemin 2015 gibi kullanılabilir olacağı tahmin ediliyor.
Peki siz Wi-fi’nin sonunu getireceği düşünülen bu sistem hakkında ne düşünüyorsunuz?

7 Ekim 2013 Pazartesi

Yatırımcım Olurmusun !!

   Kim neden olsun ki ne göstere bilirsin ne teminat verebilirsin adamın parasına. Hiç !!
Şuan içinde bulunduğum ruh hali öylesine değişik ki ..... Bütün hayatın boyunca istersin hayal edersin düşünürsün. Kulaklığını takar o play tuşuna basar basmaz hemen gelirye işte o gelen, şuan içimi kemiren. Hoooppp!! sakin ol neler oldu neden kudurdun kabardın. Sakinleş ve anlatmaya başla der gibi. o sesleri biyerden duyuyorum.

   Küçüklüğümden beri hep kendime ait olmasını istediğim sadece orada ben ve aletlerim düşüncelerim yapmak istediklerimle baş başa olacağım bi yer. Evet bu benim çocukluğumda beri istediğim fakat hala daha sahip olamadığım bir hayat. Bu gece bu hale gelmemde etkili olan  izlediğim JOBS filmi.
   Tamam yani kendimi Steve JOBS sandığım felan yok. Burda benim derdim bu da değil. Benim derdim hayal ettiğim o ortam o play tuşuna basdığımda oynayan hayallerimi onlar gerçekleştirdiler  ya. Evlerinin yanındaki o ilk apple computer diye adlandırdıkları yer o ufak tabiri caizse göt kadar yer benim derdim. Oradaki masa ışık, düşünceler, fikirler. Kendinle başbaşa sen ve dücündüklerin ora işte benim derdim. Şimdi şöyle bir imkan olsa 20-30m2 alan dükkan tarzı odacıklar olsa kirası da bir öğrenci için makul bir seviyede olsa ....

    Şimdi kalksan ufak bir yer arasan kendine nasıl geçineceksin. Sahip olduğun tek gelir Gençlik ve spor bakanlığı tarafından sağlanan şuan için 280 lira gelir. Bunla ne yaptığımı söyliyim mi. 80 lirası direk ulaşıma 30 lirası telefon faturası geri kalan paranın büyük bir kısmıda (artık bir öğrencinin elinde neden varsa ) kredi kartına gittikten sonra elinde günde bir bardak çay parası kalıyor çok şükür. Gelde bu hayali kur öyle bir dükkan bulsam burada 200 liradan aşağı istemeyeceğine eminim.
   Bu gidişle zaten hayal kurar öyle filmde kitapta rast geldikcede kudururum. Sonra yaz başlığa yatırımcım olurmusun kim ne yapsın seni. Olacak ama olacak bir gün .......

4 Eylül 2013 Çarşamba

Bu Karar Çoğunun Hoşuna Gitmeyecek !!


  Neredeyse teknoloji fakültelerinin açıldığından beri sürekli dava, kısıtlama, yolumuza taş koyma bu ve buna benzer olaylar başımıza geldi. Bu karar artık bunların durmasına yeter umarım.


“Teknoloji Fakültesi ile Mühendislik Fakültesi Mezunları Eşdeğerdir.”

Teknoloji Fakültesi ile Mühendislik Fakültesi bünyesinde yer alan mühendislik programlarının eşdeğer sayılıp sayılmayacağı ve Teknoloji Fakültesi bünyesinde yer alan Mühendislik Bölümü mezunlarının mühendis unvanını kullanıp kullanamayacağına ilişkin başvurular 24/07/2013 tarihli Yükseköğretim Yürütme Kurulu toplantısında incelenmiş ve 2547 sayılı Kanun’un 2880 sayılı Kanunu değişik 43/b maddesi uyarınca, Teknoloji Fakültesi ile Mühendislik Fakültesi bünyesinde yer alan aynı isimli mühendislik programlarının birbirleri ile eşdeğer olduğuna, Teknoloji Fakültelerinin Mühendislik Programlarından mezun olanların da ilgili dalın Mühendisi unvanını kullanacağına karar verilmiştir.

22 Temmuz 2013 Pazartesi

Bursa Notları " İFTAR "

  Ee kursum hâlihazırda devam etmekte hal böyle olunca kurs bir yandan, ev bir yandan, sıcaklık bir yandan ee ramazan apayrı bir heyecan. Ramazan gelirken hep böyle bir telaşlanma olurya ha geldi ha gelecek. Üç gün, iki gün, derken geldi falan. Her evde olan bu telaşa yada heyecan dememiz daha doğru olur, bizde biraz daha farklıydı. Yine ailelerde et alabilen etini alır, hurma alınır, eksik gedik giderilir. Alış veriş yapılır. Bu heyecan bizde de vardı tabi ama ek olarak da iftar çadırı nerede? Geri saymaya başladığımız o günlerde sürekli net cevap aradığımız soruydu bu.


  Ramazan geliyor hazırlanmamız lazım. Ev temizlendi, alış veriş hemen yapıyoruz. Görükle ’de adını vermeyeceğim süper markette (şimdi adını verirsem reklama girer sizde hemen gidersiniz oradan alış veriş yaparsınız. J ) sahurluk alış verişimizi yaptık ama nasıl. Süper market dediğime bakmayın maksimum 180 metrekarelik dükkân. Markete girdik ama sadece bize olmadığını anladık bu ramazanın.  Market bayram arifesi çarşı pazar gibi neyse eksiğimiz gediğimiz alındı ödeme ­­“ben ödeyeyim siz bana ödersiniz” şeklinde yapıldıktan sonra evimize geldik.  Hala daha iftar çadırında nerede, kim tarafından veriliyor bir haber arıyorduk ki geçen sene ki yerinde verildiğini öğrendik. Şimdi öyle iftar çadırı denip geçilmemesi lazım. Kendinizi bizim yerimize koyun siz olsaydınız ne yapardınız. Önünüzde iki seçenek var. Ya ramazanda evimde olurum paşalar gibi yaparım makarnamı hazır çorbamı bakarım keyfime yada giderim İftar çadırına çorba, sulu yemek, pilav, tatlı bu mönüden yararlanırım.


  Evet, hal bu ya evinde yapacaksın bulaşığıydı yemeğiydi TUZUYDU uğraşacaksın. Yada sadece o gün boyu boş boş beklemiş haybiye öldürdüğün vakitlerden  sadece 45 dakikanı sırada beklemekte kullanacaksın.
  Tek bir mantıklı cevap vardı. Bizde öyle yapıp 45 dakika önceden çıktık girdik sıramıza. Yemek KAYRA yemek fabrikası tarafından organizasyon ise Saygı akademi, Nilder ortak eseri.




  Hal böyle görükle de öğrenci mekanı  saat 8’i gösterdiğinde öbek öbek bi akın başlıyor. Gidiyoruz yemeğimizi yiyoruz sağladıkları internet hizmetlerinden twitter üzerinde heşteklerine (#görüklederamazan) açlığın verdiği hafif mahmurlukla birşeyler saçmalıyoruz. Ve geliyoruz.
   İlk hafta çok farklıydı. Ramazan birlik beraberlik. Öğrenci arkadaşların var ücretsiz yemek var geriye kalan toplanıp gitmek. Ama nasıl !!


  İlk önce işe haber vermekle başlıyoruz. Elimize telefonu alıyoruz tam numarayı ararken telefonumuz çalıyor. Kim? Aramak istediğimiz hacı abi. Telefonu cevaplıyoruz. Bir soruyla karşı karşıyayız. Kasada gidermisiniz ? Neden olmasın saat 8 de kapının önünde. Yerini bilmediğim için soruyorum
+ Hacı abi nasıl gitcez
-          Kasada
+ Kimle gitcez.
-          Arkadaş gelecek alacak
+ Öğrencimi bu?
-          Öğrenci
+ Öğrenci adam pikabı nerden bulacak ?
-          Konu hacı abiyse o bulur J





Masada yer kalmadı ne yapalım :)


  Neyse araba geldi 7 – 8 kişi doluştuk pikabın arkasına iftara gittik. Yani havası da olmadı değil hani. Yoldan geçerken bütün gözler üstünde ne yapıyor bunlar dercesine. Yaklaşık olarak bir hafta süren bu yolculuk sonunda her hangi bir kaza bela olmadan atlattık. Artık yayanız. Yazınında sonunda eklemiş bulunayım iftar kolisi yardım yapmak istersiniz. Öğrencidir para lazım olur dersiniz. İftara çağırayımda dua etsin dersiniz. Hiç çekinmeyin profesyonel olarak ekibimiz gelir. Yemeği yer peşi tatlıyı takriben çayı da içip kalanları da sahur için paket alırlar. Bu süre zarfında duayı da eksik etmezler. Haberlerinizi bekliyoruz…

27 Haziran 2013 Perşembe

Neden mi Catia O Yüzden Bursa..

  Madem mühendis olmaya çalışıyoruz o zaman etraftaki o kadar mühendisten bizi ayıracak, aranan elaman olmamızı sağlayacak özelliklerimiz olması lazım dedik ve çıktık yola. Bu yolculukta ilk durağımız bursa. Otobüs firmaları a şehrinden b şehrine giderken aradaki mesafeye göre mola veriyorsa benimde bursa yolculuğum sırasında arada bir kaç ufak eğitimlerim oldu bunları başka bir yazıda ele alacağız ama asıl hedefimiz bursa olduğu için buradaki hedefimizden bahsedicem buyrun;


  Tasarım ve imalat bir bütündür. Tıpkı CAD/CAE/CAM gibi ilk önce tasarlarsınız bunun peşine analizleriniz yaparsınız bunu da üretmek takip eder. Bunları yapabileceğiniz piyasada birçok program bulunmasına rağmen çalıştığınız sektöre göre değişiklik gösterir. Araba, uçak ve makina imalatıyla uğraşacaksanız bunun beyni olan iki program vardır. Catia ve NX unigraphics. Bunlarda arasında çok az fark olmasına rağmen sektöre göre değişiklik gösterebilir. Ben bu programlardan Catia seçtim. Seçmemde kariyerime başlarken bana yol gösterenlerinde büyük faydası oldu. Bu programı seçtikten sonra araştırmaya başladık nerede ne kadara verildiği, kullananların yorumlarını ve kendimize göre sektöründe önde gelen bir kurum olan Tuğbay Teknikle görüşmelere başladık fiyat tarih ve kursta anlaştıktan ve benim final sınavlarım bittikten sonra bursa yolculuğuna başladık. Peki, nedir bu program değermiydi, 13 saatlik yola ve masraflara. İşte programın genel olarak tanımı:

  Catia ( Computer Aided Three-Dimensional Interactive Application) yani (Bilgisayar Destekli Üç boyutlu İnteraktif Kullanım ). Fransız Dassault Systémes şirketi tarafından üretilen bir profesyonel CAD/CAM tabanlı yazılımıdır. Özellikle otomativ sektörü, uçak üretim ve diğer simülasyon sektöründe ihtiyaçlara cevap verebilecek bir program olduğundan çok kullanılmaktadır. Catia her sektörden kesime hitap etmektedir.
CATİA CAD/CAM/CAE çözümler paketidir. İşbirliği temelli ürün geliştirme için lider PLM çözümleri ( Ürün Yaşam Çevrimi ) konusunda üstün bir yazılımdır. Dünyada hemen hemen tüm otomativ ana sanayi tarafından bilgisayar destekli tasarım ve imalatta kullanılmaktadır. Catia üretilecek olan ürünlerin, üretimi esnasında tasarlanan süreçlerin sanal ortamda gerçekleştirilebilmesini sağlamaktadır. Bir ürün, tasarımcı tarafından Catia programında tasarlandıktan sonra ergonomi uzmanı, tasarımın ergonomisini araştırır. Bir sonraki aşamada mühendisler tasarlanmış parçanın her türlü dayanım hesaplamaları, kalıplanması ve son şekillerin oluşturulması işlemlerini yaparlar. Ardından sıra imalata yönelik çalışmalara gelir. Son olarak parçanın ne şekilde hesaplanacağı hesaplanır ve parça sanal ortamda imal edilir. İmalat sırasında her türlü yüzey analizleri yapıldıktan sonra parça gerçek imalata girer. Özetleyecek olursak Catia programı; endüstriyel amaçlı tüm ürünlerin hem tasarımı hem analizleri hemde imalatını son derece hızlı kolay ve güvenilir yapan bir bilgisayar yazılımıdır.
  
  Yani bu benim istediğim sektörde olmazsa olmazların arasında. Peki, ben programın hangi aşamasındayım ve hangi aşamalarını öğreneceğim. Kursun başlangıç aşamasından anlamsız parça çizimleriyle katı model komutlarını tamamladım. Artık yavaş yavaş anlamlı birşeyler çiziyorum. Şuan robot kolu ve çektirme çizdim :) 

 
Robot Kolu
Çektirme



1 Mayıs 2013 Çarşamba

Safranbolu'dan Bir Gün Daha

  Safranbolu'ya ilk geldiğim zaman gittiğim sonraları biraz uzak olmasından dolayı gitmediğim İncekaya su kemerine yeni gelen bi kardeşin isteği üzerine kalktık gittik. Karabük'ün sıcaklarının yavaş yavaş gelmesiyle yürüyerek gidemeyeceğimizi anladıktan sonra ulaşım sponsorumuz olan taksici Nuri abiyi aradık. 15 lira karşılığında bizi oraya götürdü. He sanmayın ki  15 liranın içinde sadece ulaşım var. Abimizle bir türlü bitmeyen o yolda tatlı bir muhabbet + kampanyalar + taksicilik mesleği.. Paket servis gibi abimiz sustu yol bitmişti.
Tokatlı Köyü
  

  İncekaya Su Kemeri Tokatlı kanyonu üzerine Safranbolu iyi yürekli sadrazamı İzzet paşa tarafından  18.yy sonlarına doğru şehrin su ihtiyaçlarını gidermek için kurulmuş 116 metre uzunluğunda ve yaklaşık 110 cm genişliğinde zikzak şeklinde ve 6 kemerli güzel bir yapıt. En az bu yapıt kadar güzel olan bir diğer olay ise o kemerin üstünden geçmek, kenara oturup ayağını aşağıya sallandırmak ve o akan dereyi izlemek (herhâlde güzeldir çünkü o olay biraz farklı orda yürürken ortaya geçip oturmak sıkar biraz ) ve kanyonun içinde yürümek.




    Zaten programımızda bu şeklide. Neyse Nuri abimiz bizi yaklaşık su kemerinden 100 metre öne konumlanmış olan kristal kafenin önünde bıraktı. Bu kafenin diğer kafelerden farkı kanyon üzerine camlardan yapılmış bir terası olması. Kafenden içeri girdikten sonra terasa çıkmak için 3 liraya jetonlarımızı aldık ve çıktık.
  Öncelikle şunu söylemeliyim ki beklediğim gibi çıkmadı. Öncelikle beklentimi söyleyeyim. Genel ana hatları çelikten yapılmış geri kalanı ise komple cam olan bir yer hayal etmiştim ilk başta ama o şekilde değil. Tahminimce 1 metre karelik camlar döşenmiş bir balkon. -Kötü değil sadece beklentimi karşılamadı.-
 

Gerçekten şöyle bir baktığınızda aşağıya doğru net bilmiyorum ama 100 metre rahat vardır belki de
daha fazlası insan bir ürpermiyor değil. Tabi siz oradan bakarken bir arkadaşınızın oradaki " Lütfen Terası Sallamayınız " ibaresini gördükten sonra test etmeye çalışırsa insan ister istemez bi tırsıyor.
  Ama gerçekten oradan aşağıya kanyona bakmak bir ayrı güzel.


 



 Terastan çıkıp Su kemerine geçerken insan düşünmüyor değil burayı nasıl yapmışlar.
Başta kemerden bahsederken altı kemerli ve zikzak şeklinde demiştim. Altı kemerli olmasının sebebi rüzgârın rahat geçmesi ve duvarı aşındırmaması zikzak şeklinde olmasının sebebi de suyu yavaşlatmakmış. İnsan şöyle karşısına alıp bir düşündüğünde gerçekten hayretler içinde kalmıyor değil gerçekten.

   Eeee ne kaldı bir kanyonun içinde yürümek. Biraz uzun tahta merdivenlerden aşağıya indikten sonra bizi ufak bir kafe var burada şelalenin karşısına oturup semaver çayınıza içtiniz mi artık hazırsınız. Neye mi? kanyon boyunca yaklaşık 7 km yürüyüp eski çarşıya çıkmaya. Ha yok anam işin mi yok şurada iki tur atsak yeter derseniz 3 km boyunca doğa yürüyüş yolunu seçebilirsiniz. Yanınızda akan küçük bir dere eşliğinde doğa yürüyüşü şu sıralar insanların ihtiyacı olan şey bence :)



14 Nisan 2013 Pazar

Tak ! Tok ! Bu Gelen Yumurta Olsa Gerek :)



   Okul döneminin öle anları vardır ki bu anlar çalışkan olsun çalışmayan öğrenci olsun o süre kâbus gibidir bir bakıma. Ha tabi çalışkanlar için belki kâbus görmek için uyku zamanı olur ama çalışmayan öğrenci için o hafta uykusuzluğun kâğıt tomarlarıyla geçilecek bir haftadır. Eve vize, final ve bütünleme haftalarından bahsediyorum.

  Bu haftalar yaklaştıkça öğrencinin içinde bir kıpırdanmalar olur. Vicdan azabı gibidir biraz. Sonra bu kıpırdanmalar yerini –istese de, istemese de- yerini çalışma arzusuna bırakıyor. Tam bu arzu gelirken kendi yanında birde tutuşma getiriyor ki fotokopicilerin en sevdiği zaman olsa gerek ve arkadaşlıkların en iyi olduğu biletin birbirine güler yüzle kardeşim canım cicim laflarının çok sık kullanıldığı süre. Evet ders notları toplama zamanı.

  Bu süre zarfında ilk önce sınıf mevcudunun içinden not isteye bileceği kişiler ayıklanır. Sonra kalan kısımdan derslere tam olarak devam eden arkadaşlar da ayrıldıktan sonra pek lüzumlu olmayan yazısı güzel olan bir arkadaştan not istenir ki bu böle elini kolunu sallayarak olmaz.

   İlk önce bir yağlama ballama kısmı olur ki adam kıvrandırır seni bence hakkıdır da. Sen derse gitme habire goy goy adam derse gitsin o hocayı çeksin bide üstüne sana not versin. Oldu canım öle biri varsa bana da versin dicem de bizim arkadaşların o takıntısı yok (buradan benim derslere devam etmediğim anlam çıkabilir ama öle birşey yok :) ). Öle böle notları aldıktan sonra doğru fotokopici İsmail abiye notları çektirdikten birazda saydırdıktan sonra cüzdanın hafifliğinden gelen bir hafiflik ve peşinden o notlara o kadar para verim tam göğsünüzün üstüne oturan o okuzün ağırlığından baya saydırırsınız.



BUDA BİR GERÇEK TABİ




      Neyse notlar tamamlanmıştır artık. KOLAY GELE ....

3 Nisan 2013 Çarşamba

HIDIRLIK TEPESİ


HIDIRLIK TEPESİNDEN ESKİ ÇARŞI

  





Yaklaşık iki senedir Safranbolu’dayım ama gitmediğim gezmediğim ve bunları yapmadığım için göremediğim yerler vardı. Bunlardan biride Hıdırlık tepesi;

   Hıdırlık tepesi bence gezmeniz gerek bir yer. Öncelikle buradan eski çarşının tamamına hakimsiz. Zamanında bu evlerin yapılırken diğer evlerin güneşini kesmemekte olduğunu göreceksiniz. Hıdırlık tepesi açık namazgah şeklinde yapılmış ve içerisinde Orhan Gazi döneminde yaşamış olan Şehzade Gazi Süleyman Paşanın kumandanlarından Hıdır Bey'in türbesi bulunmakta ve adını bu türbeden almaktadır ve bunun yanında Köstendil Kaymakamı Hasan Paşa’nın Türbesi (1845), iki namazgah, Kurtuluş Savaşı kahramanlarından Dr. Ali Yaver Ataman’ın (1955) anıt mezarı bulunmaktadır.
Bu tepeye gelen turistler sanmıyorum ki bunlar için gelsin akşamları oradaki çay bahçesinde eski çarşı manzaralı bir Türk kahvesine kimsenin hayır diyeceğini sanmıyorum. Sizi de bekleriz…..




CİNCİ HANI
HIDIR BEYİN TÜRBESİ
HIDIRLIK TEPESİ ÇAY BAHÇESİ
HIDIRLIK TEPESİ ESKİ BELEDİYE BİNASI

Pages - Menu