22 Ocak 2013 Salı

İLK TÜRK UÇAK FABRİKASI


DEMİRAĞ’IN UÇAKLARI

“Avrupa’dan, Amerika’dan lisanslar alıp uçaklar yapmak kopyacılıktan ibarettir. Demode tipler için lisans verilmektedir. Yeni icat edilenler ise bir sır gibi saklanmaktadır.
Binaenaleyh kopyacılıkla devam edilirse, demode şeylerle beyhude yere vakit geçirilecektir.
Şu halde Avrupa ve Amerika’nın son sistem tayyarelerine mukabil, yepyeni Türk tipi vücuda getirilmelidir.
İşadamı Nuri Demirağ’ın 1924 yılından 1933 yılına kadar yaptığı 1012 kilometre demir yolu ve fabrikalardan kazandığı parayla memleketine başka nasıl katkıda bulunacağını düşünür ve nereye yatırım yapılması gerektiğini araştırmaya başlar. Türkiye’nin en çok uçak sanayisine ihtiyaç olduğununa karar verir. Atatürk’ün “istikbal göklerdedir, çünkü gökleri koruyamayan milletler yarınlarından asla emin olmazlar” sözlerini kendine ilke edinir. Gözlerini göklere diken Nuri Bey “Göklerine olamayan milletlerin akıbeti felaket olacağına kat’iyyen kaniyim” düşüncesi ile harekete geçmiştir. Türk hava kurumu tarafından uçak almak için istenen para yardımına cevap olarak “madem ki bir millet tayyaresi yapamaz öyle ise, bu uçakların fabrikasını yapmaya talibim” diyerek işe atılır.
Yanına aldığı mühendis ve teknisyenlerle hızla çalışmaya başlar. Avrupa Amerika’da uzmanlarla birlikte yaptığı gezi ve incelemelerde bütün laboratuvarları, imalat tezgahını son teknoloji ısı fırınını , presleri, imalat hangarlarını plan proje salonlarını büyük bir sabır ve azimle 4 yıllık araştırmayla inceler. Sonunda şu karara varır: “Avrupa’dan Amerika’dan lisanslar alıp uçaklar yapmak kopyacılıktan ibarettir. Demode tipler için lisans verilmektedir. Yeni icat edilenler ise bir sır gibi saklanmaktadır. Binaenaleyh kopyacılıkla devam edilirse, demode şeylerle beyhude yere vakit geçirilecektir. Şu halde Avrupa ve Amerika’nın son sistem tayyarelerine mukabil, yepyeni bir Türk tipi vücuda getirilmelidir.”
  Nuri Demirağ, Atatürk’ün uçak mühendisliği eğitimi alması için, Fransa’ya gönderdiği Selahattin Reşit Alan’la birlikte uçak fabrikası için hazırlıklara başlamıştır. Türk hava kurumundan 24 uçak 65 planör siparişi alır. İlk aşamada on yıllık bir uçak imalat programı yapılır. 17 eylül 1936’da da fiilen teşebbüse geçmiş ve bir Çekoslovak firması ile motorlar için anlaşma yapılmıştır.  Beşiktaş’taki Hayrettin iskelesinde bugün deniz müzesi olarak kullanılan binanın arkasında, o zamana göre hayli modern bir bina yapılır. Binanın adı Nuri Demirağ Beşiktaş Tayyare atölyesidir. Programa göre burası etüt (AR-GE) atölyesi olarak kullanılmıştır. Mühendis Selahattin Alan tarafından  Nu.D-36 kod adı ile bir uçak tasarımı yapılmaya başlanır ve proje kısa zamanda tamamlanır.
  Uçaklar test uçuşları için Yeşilköy’e taşınır ve tecrübeleri Kurtuluş Savaş’ında pilotluk yapmış Basri Alev tarafından orada gerçekleştirilir. Beşiktaş’ın yetersiz olduğu görülünce Nuri Demirağ, o tarihte dünyanın en gelişmiş hava alanlarından sayılan Amsterdam havaalanının bir benzeri planlatır. Planlanan bu hava alanı Yeşilköy’deki tesislerin yakınına yapılır.  Yanına da uçak fabrikası kurulur. Burası şuanda kullanılmakta olan Atatürk Hava Limanı’dır. Yeşilköy  Nuri Demirağ Tayyare Fabrikası ve gök okulu 17 Ağustos 1941’de hizmete açılır. Asıl büyük fabrikayı memleketi olan Sivas-Divriği’de kurmayı planlar ve yatırımlar yapar, ancak bu planını gerçekleştiremez.
  Nuri Demirağ ve ekibi , bir yandan aldıkları siparişleri karşılamak için tüm gayretleri ile çalışırken bir yandan da yepyeni bir model olan Nu.D-38 uçağını geliştirir. Bu arada Türk Hava Kurumu’nun sipariş verdiği 12 eğitim uçağı ve 65 planör tamamlanır.  THK planörleri kabul eder ve alır, fakat eğitim uçaklarını teknik açıdan yetersiz bulur ve almayı kabul etmez.
  Nuri Demirağ Tayyare fabrikasında mühendis Selahattin Reşit Alan tarafından 2 uçak modeli tasarlanmış ve yapılmıştır. Bu modeller 1936 ve 1938 yıllarında tasarlandığı için kodları Nu.D-36 ve Nu.D-38’dir. Bugün teknik özelliklerini incelediğimizde o dönem uçakları ile kıyasladığımızda en gelişmiş uçakların arasına girecek teknolojiye sahip olduklarını görebiliyoruz.
Nu.D-38 yolcu ve bombardıman uçağının teknik özellikleri;
1938 de tasarlandığı için Nu.D-38 ismini taşıyan uçak, prototip olarak 1 adet imal edilmiştir. Altı kişilik, yan yana iki pilot koltuklu, iki kumandalı 4 yolcu kapasiteli bir uçaktı. İki motorluydu motor tipi Alman Bramo Sh 14A4, 160 Bg gücünde, yedi silindirli ve hava soğutmalıydı. Gövdesi alüminyum kaplama  bir yolcu uçağıydı. Azami hızı 271 km/saat, normal uçuş irtifası 5500 metre, menzili 1000 km. ve havada kalma süresi 3,5 saatti, Gerektiğinde kısa sürede konfigürasyon değişikliği yapılarak bombardıman uçağı olarak kullanıla bilecek şeklinde tasarlanmıştı.

YAPILAN UÇAĞIN ÜSTÜN NİTELİĞİ

  Bu uçaklarda 600 saat uçuş ve uçuş öğretmenliği yapan uçak yüksek mühendisi Mehmet Kum’un verdiği bilgilere göre, yapılan uçaklar zamanına göre üstün teknik özelliklere sahipti. Örneğin Nu.D-36 uçağının motor çalıştırma sistemi bu üstün özelliklerinden biridir. 1940’larda ve 1950’lerde yapılan bir çok uçaklarda bu sistem yoktu.
  Mühendis Selahattin Alan tarafından tasarlanan Nu.D-36’da bir pompa kullanılarak elde edilen 16 barlık hava basıncı ile motora ilk dönü hareketi veriliyordu. Böylece hiçbir harici hava verme cihazına ve yardımcı personele ihtiyaç duyulmadan uçak çalıştırılıyordu. Bu bir kolaylıktı. O dönemdeki bütün uçaklar pervanenin elle çevrilmesiyle çalışıyordu. Günümüzde F-16 uçaklarında bu sistem vardır. Oysa 1960’ların teknolojisinde ve halen kullanılmakta olan Amerikan yapımı, T-38 eğitim uçağında ve F-4 av uçaklarında motor çalıştırma sistemi yoktur.


FABRİKA VE GÖK OKULUNUN KAPANIŞI

Selahattin Reşit Alan, 1938’de Nu.D-36 ile İnönü meydanına inerken, çevredeki hayvanlar hava alanına girmesin  diye piste açılan hendeği göremez. Hendekten daha önce iniş yapan uçak hendeğe düşer ve Reşit Alan vefat eder. Bu kötü kaza sonucu o zamanki THK yönetimi Nu.D uçaklarda teknik hata olduğunu iddia eder. Nuri Demirağ dava açar ve kazanır, fakat uçaklar THK tarafından satın alınmaz. Yurtdışına satılamaması içinde bir kanun çıkartılır, sipariş alamayan fabrika 1944 yılında uçak üretmeyi tamamen bırakır. Mehmet kum fabrikada bir süre yakıt tankı ve baraj kapağı imalatı yapar.
Nuri Demirağ 26.08.1940 tarihinde Cumhurbaşkanına yazdığı mektupta Türk havacılık enstitüsü için toplam 35.000 büyük ve küçük uçak, 12.000 tank, 18.000 askeri kamyon be 150.000 pilot, 200.000 mühendis ve teknisyen hedeflediğini bildirmiştir. Bu sayılardan hedefinin ne kadar büyük olduğunu anlıyabiliyoruz. Nuri Demirağ uçak fabrikasında uçak üretimine devam etmiş olsaydı, kuşkusuz Boeing, Airbus gibi firmalarla boy ölçüşürdü. Yapılan uçakların teknik özellikleri bize bunu gösteriyor.  

2 yorum:

  1. Ah be MAMOŞ az da kısa olsaydı bu okurduk ama neyse bi deneyelim :D

    YanıtlaSil

Pages - Menu