DEMİRAĞ’IN UÇAKLARI
“Avrupa’dan, Amerika’dan lisanslar alıp uçaklar yapmak
kopyacılıktan ibarettir. Demode tipler için lisans verilmektedir. Yeni icat
edilenler ise bir sır gibi saklanmaktadır.
Binaenaleyh kopyacılıkla devam edilirse, demode şeylerle beyhude
yere vakit geçirilecektir.
Şu halde Avrupa ve Amerika’nın son sistem tayyarelerine
mukabil, yepyeni Türk tipi vücuda getirilmelidir.
İşadamı Nuri Demirağ’ın 1924 yılından 1933 yılına kadar
yaptığı 1012 kilometre demir yolu ve fabrikalardan kazandığı parayla
memleketine başka nasıl katkıda bulunacağını düşünür ve nereye yatırım
yapılması gerektiğini araştırmaya başlar. Türkiye’nin en çok uçak sanayisine
ihtiyaç olduğununa karar verir. Atatürk’ün “istikbal göklerdedir, çünkü gökleri
koruyamayan milletler yarınlarından asla emin olmazlar” sözlerini kendine ilke
edinir. Gözlerini göklere diken Nuri Bey “Göklerine olamayan milletlerin akıbeti
felaket olacağına kat’iyyen kaniyim” düşüncesi ile harekete geçmiştir. Türk
hava kurumu tarafından uçak almak için istenen para yardımına cevap olarak “madem
ki bir millet tayyaresi yapamaz öyle ise, bu uçakların fabrikasını yapmaya
talibim” diyerek işe atılır.
Yanına aldığı mühendis ve teknisyenlerle hızla çalışmaya
başlar. Avrupa Amerika’da uzmanlarla birlikte yaptığı gezi ve incelemelerde bütün
laboratuvarları, imalat tezgahını son teknoloji ısı fırınını , presleri, imalat
hangarlarını plan proje salonlarını büyük bir sabır ve azimle 4 yıllık
araştırmayla inceler. Sonunda şu karara varır: “Avrupa’dan Amerika’dan lisanslar
alıp uçaklar yapmak kopyacılıktan ibarettir. Demode tipler için lisans
verilmektedir. Yeni icat edilenler ise bir sır gibi saklanmaktadır. Binaenaleyh
kopyacılıkla devam edilirse, demode şeylerle beyhude yere vakit geçirilecektir.
Şu halde Avrupa ve Amerika’nın son sistem tayyarelerine mukabil, yepyeni bir Türk
tipi vücuda getirilmelidir.”
Nuri Demirağ,
Atatürk’ün uçak mühendisliği eğitimi alması için, Fransa’ya gönderdiği
Selahattin Reşit Alan’la birlikte uçak fabrikası için hazırlıklara başlamıştır.
Türk hava kurumundan 24 uçak 65 planör siparişi alır. İlk aşamada on yıllık bir
uçak imalat programı yapılır. 17 eylül 1936’da da fiilen teşebbüse geçmiş ve
bir Çekoslovak firması ile motorlar için anlaşma yapılmıştır. Beşiktaş’taki Hayrettin iskelesinde bugün
deniz müzesi olarak kullanılan binanın arkasında, o zamana göre hayli modern
bir bina yapılır. Binanın adı Nuri Demirağ Beşiktaş Tayyare atölyesidir.
Programa göre burası etüt (AR-GE) atölyesi olarak kullanılmıştır. Mühendis
Selahattin Alan tarafından Nu.D-36 kod
adı ile bir uçak tasarımı yapılmaya başlanır ve proje kısa zamanda tamamlanır.
Uçaklar test
uçuşları için Yeşilköy’e taşınır ve tecrübeleri Kurtuluş Savaş’ında pilotluk
yapmış Basri Alev tarafından orada gerçekleştirilir. Beşiktaş’ın yetersiz
olduğu görülünce Nuri Demirağ, o tarihte dünyanın en gelişmiş hava alanlarından
sayılan Amsterdam havaalanının bir benzeri planlatır. Planlanan bu hava alanı
Yeşilköy’deki tesislerin yakınına yapılır. Yanına da uçak fabrikası kurulur. Burası
şuanda kullanılmakta olan Atatürk Hava Limanı’dır. Yeşilköy Nuri Demirağ Tayyare Fabrikası ve gök okulu
17 Ağustos 1941’de hizmete açılır. Asıl büyük fabrikayı memleketi olan
Sivas-Divriği’de kurmayı planlar ve yatırımlar yapar, ancak bu planını
gerçekleştiremez.
Nuri Demirağ ve
ekibi , bir yandan aldıkları siparişleri karşılamak için tüm gayretleri ile
çalışırken bir yandan da yepyeni bir model olan Nu.D-38 uçağını geliştirir. Bu
arada Türk Hava Kurumu’nun sipariş verdiği 12 eğitim uçağı ve 65 planör
tamamlanır. THK planörleri kabul eder ve
alır, fakat eğitim uçaklarını teknik açıdan yetersiz bulur ve almayı kabul
etmez.
Nuri Demirağ Tayyare
fabrikasında mühendis Selahattin Reşit Alan tarafından 2 uçak modeli
tasarlanmış ve yapılmıştır. Bu modeller 1936 ve 1938 yıllarında tasarlandığı
için kodları Nu.D-36 ve Nu.D-38’dir. Bugün teknik özelliklerini incelediğimizde
o dönem uçakları ile kıyasladığımızda en gelişmiş uçakların arasına girecek
teknolojiye sahip olduklarını görebiliyoruz.
Nu.D-38 yolcu ve bombardıman uçağının teknik özellikleri;
1938 de tasarlandığı için Nu.D-38 ismini taşıyan uçak,
prototip olarak 1 adet imal edilmiştir. Altı kişilik, yan yana iki pilot
koltuklu, iki kumandalı 4 yolcu kapasiteli bir uçaktı. İki motorluydu motor
tipi Alman Bramo Sh 14A4, 160 Bg gücünde, yedi silindirli ve hava soğutmalıydı.
Gövdesi alüminyum kaplama bir yolcu
uçağıydı. Azami hızı 271 km/saat, normal uçuş irtifası 5500 metre, menzili 1000
km. ve havada kalma süresi 3,5 saatti, Gerektiğinde kısa sürede konfigürasyon
değişikliği yapılarak bombardıman uçağı olarak kullanıla bilecek şeklinde
tasarlanmıştı.
YAPILAN UÇAĞIN ÜSTÜN NİTELİĞİ
Bu uçaklarda 600
saat uçuş ve uçuş öğretmenliği yapan uçak yüksek mühendisi Mehmet Kum’un
verdiği bilgilere göre, yapılan uçaklar zamanına göre üstün teknik özelliklere
sahipti. Örneğin Nu.D-36 uçağının motor çalıştırma sistemi bu üstün
özelliklerinden biridir. 1940’larda ve 1950’lerde yapılan bir çok uçaklarda bu
sistem yoktu.
Mühendis Selahattin
Alan tarafından tasarlanan Nu.D-36’da bir pompa kullanılarak elde edilen 16
barlık hava basıncı ile motora ilk dönü hareketi veriliyordu. Böylece hiçbir
harici hava verme cihazına ve yardımcı personele ihtiyaç duyulmadan uçak
çalıştırılıyordu. Bu bir kolaylıktı. O dönemdeki bütün uçaklar pervanenin elle
çevrilmesiyle çalışıyordu. Günümüzde F-16 uçaklarında bu sistem vardır. Oysa
1960’ların teknolojisinde ve halen kullanılmakta olan Amerikan yapımı, T-38
eğitim uçağında ve F-4 av uçaklarında motor çalıştırma sistemi yoktur.
FABRİKA VE GÖK OKULUNUN KAPANIŞI
Selahattin Reşit Alan, 1938’de Nu.D-36 ile İnönü meydanına
inerken, çevredeki hayvanlar hava alanına girmesin diye piste açılan hendeği göremez. Hendekten
daha önce iniş yapan uçak hendeğe düşer ve Reşit Alan vefat eder. Bu kötü kaza
sonucu o zamanki THK yönetimi Nu.D uçaklarda teknik hata olduğunu iddia eder.
Nuri Demirağ dava açar ve kazanır, fakat uçaklar THK tarafından satın alınmaz.
Yurtdışına satılamaması içinde bir kanun çıkartılır, sipariş alamayan fabrika
1944 yılında uçak üretmeyi tamamen bırakır. Mehmet kum fabrikada bir süre yakıt
tankı ve baraj kapağı imalatı yapar.
Nuri Demirağ 26.08.1940 tarihinde Cumhurbaşkanına yazdığı
mektupta Türk havacılık enstitüsü için toplam 35.000 büyük ve küçük uçak,
12.000 tank, 18.000 askeri kamyon be 150.000 pilot, 200.000 mühendis ve
teknisyen hedeflediğini bildirmiştir. Bu sayılardan hedefinin ne kadar büyük
olduğunu anlıyabiliyoruz. Nuri Demirağ uçak fabrikasında uçak üretimine devam
etmiş olsaydı, kuşkusuz Boeing, Airbus gibi firmalarla boy ölçüşürdü. Yapılan
uçakların teknik özellikleri bize bunu gösteriyor.
Ah be MAMOŞ az da kısa olsaydı bu okurduk ama neyse bi deneyelim :D
YanıtlaSilüşengeçlik yok okumaya kalksan 1-2 dk bile sürmüyo :)
Sil